Çarşamba, Şubat 15, 2006

14 şubat günlüğü

Bu sitenin asıl amacı günlük oluşturmak değil mi? Yazalım bakalım dolu bi günümüzü. Başlangıçta normalden erken kalktım. Banyo yaparken sular kesildi. Taksime gittim Canan'la buluştum. Gidişim 1.30 saat sürdü. Geri dönüşümde çok uzun sürdü ama otobüste olanlar daha önemli. Otobüse kürtçe yada arapça konuşan 5 kişi bindi. Üçü önde, ikisi arka tarafta yerlerini aldılar. Arada sırada birbirlerine bir şeyler söylüyorlardı ve sürekli etrafı süzüyorlardı. Beraber olmalarına karşın otobüsün ayrı yerlerinde durmaları beni hemen kıllandırdı. Öndekileri bir süre izledim baktım bir olay yok. Arkaya döndüm. Onları izliyorum. İri yarı olan bir oraya sokuluyor bir buraya. Ne yaptığı belli değil. Öndekiler iyice öne gitti, arkada ki grup iyice arkaya sıvıştı. Benim olduğum yer dans pisti gibi bomboş kaldı. "Umarım bunun farkında olan tek kişi değilimdir" dedim. Bir an aklımdan "Dikkat! Cepçi var!" diye bağırmak geçti sonra başıma bir iş gelir diye korktum. Polis olsam neler yapabileceğimin kurgusunu yaparken. Görev süresini bitirmiş evine dönmekte olan bir polis otobüse bindi. "Abi seni allah gönderdi. Bak şunlara böyle böyle yapıyorlar." diyecektim. Vaz geçtim. Korktum tabi. Sonra ön taraf ki grup polisi görünce ayrılmaya başladılar. Bide baktım önde ki üçlü ortaya bi tane amcayı almışlar, perdeleme yapıp amcayı yokluyorlar orda. Sonra arkada kiler kayboldu. Polisin varlığı yetmişti. Adamlar türkçe konuşmaya bile başlamıştı. Önce polis, sonra adamlar ve en sonunda ben indim. Belki sadece günahlarını alıyorum ama çözüm sizde bunu unutmayın. Sadece cebinize dikkat edin. Hiç bir şey yapamazlar. Öptüm
Olcay

Hiç yorum yok: