Çarşamba, Şubat 15, 2006

Çöküntü Tahlilleri (gece gece)

Sorun şu:zamansız geliyor,ansızın yakalıyor...tek olay yalnız olman,beynin oyunu oynamaya başlıyor,herşeyden önce kuralına göre,titizce bocalamana fırsat wermeden...Çalışmaya başlıyor we şu dşünceyi üretiyor ansızın:gecenin 01.30 u yada tam rakam werelim 01.28 i...yalnızsın yine blgisayar başında koskoca odada tek başınasın.İnsanlar,yalnız kaldığında psikolojik tahliller başlar, kapalı mekanlar insanı buna yöneltir.İşte bunu bir kere düşünmeye gör,kesin uygulamaya koyarsın,çünkü şöyle düşünürsün:yok artk koskoca psikoloji bilimi yanılmıyor ya kapalı mekanda yalnızım benim bu tahlili yapmam gerek:)) yapmamak suçmuş gibi yada o genellemeye uymamak sana göre değilmiş gibi...oyunu kuralına göre oynayalım!
Kafasında yüzlerce düşünce olan we hiçbiri diğerine benzemeyen bir insan olarak kaçınılmaz bir şekilde daldım düşünce yumağına....kaç kişiydim ben bu dünyada we aslında kaç kişi olmam gerekiyordu diye gecirdim içimden.İnsan her an sewdikleriyle beraber olurmuş hayatta benim için çok önemli olan kişi listesi belirdi zihnimde en çok hangisiyleydim acaba?biriyle olmam diğerine yapılan bir haksızlık mıydı?Düşündüm aklıma ilk gelen isim için,ewt en fazla onunlayım dedim sora kızdım kendime peki ya diğerleri diye.Sonra aslında o değil diğeriyle daha fazla birlikteydi ruhum..hayır yine olmadı aklımdan hayatımın 8 weya 9 ana bireyi geçti daha sonra şaşırtıcı biçimde aslında hiçbiriyle olamadığımı düşündüm! Çok acıydı,binlerce şizofren düşüncem we ben birlikteydik,hayatımıza kimseyi almıyorduk....istesek de alamıyoruz diyecek oldum ama korkunç birşeydi,aslında istem dışı değildi bu ben hayatıma kimseyi dahil etmiyordum yani istemiyordum! İsteseydim eğer pekala olurdu ama fazlasıyla bencildim.Bana sorulduğunda ağzımdan mest edici nağmeler çıkararak karşımdakine onu ne kadar sewdiğimi we hayatımdaki değerinin ne olduğunu başını döndürürcesine anlatıyordum.Arkamı döndüğümde ise aklımda tek bir şey oluyordu BEN! Kendimden nefret etmeye başlamıştım.Sanırım hala çocuktum birisiyle birşeyler yolunda gitmediğinde üzerimde büyük bir yük olduğunu hissediyor we onu terketme planları yapıyordum onunla nasıl konusmayacak ona nasıl cewap wermeden kacabilecektim kendimi nasıl sawunacaktım ? Bunları düşünüyordum hep.offf buna benzer o kadar saçma sapan düşünce war ki aslında:(
Bunların altındaki neden, beni huzursuz eden,birşey alamadığımda istediğim olmadığında gardımı almama,genelde karşımdakini(sıradan birisi değil en yakınlarımdan biri bile olabilir,hatta öyle olur..) dinleyip onun sewincini we üzüntsünü gercekten paylaşıyormuş gibi görünmek zorunda kaldığımda içimden ''hadi artık sus,offf nefret ediyorum o kadar budalaca konuşuyorsunuz ki sen we senin gibiler''dememe neden SADECE kendimi sewmemdi,ben ise bu yönümü sewmiyordum....tıpkı bir mutant gibiydim,insanı içten içe yiyen bir virüs taşıyordum sanki,diğer insanlara da bu virüsü bulaştırmak istiyordum fakat onlar ısrarla bunu kabul etmiyordu kimse benim gibi olmuyordu herkes benden ölesiye uzak we birbirlerine öylesine yakındı ki ruhum inciniyordu buna katlanamıyordum.önemli olan insanların bişeyler bilmesi değildi.bu onlara saygı duymamı sağlamıyordu!Önemli olan bunları hissetmemeleriydi.kötü olan buydu,tek neden buydu.Aynı şeyleri hisseden birini eninde sonunda bulacaktım,o zamana kadar kendim için sadece ben wardım.Hoşuma gitsede gitmese de böyleydi bu virüse engel olamazdım,çok yol almıştı,durduramazdım...
Alew

Hiç yorum yok: