Perşembe, Mart 16, 2006

amfide katliam!


amfideyim.düşün işte böyle bayaa büyük.bizim bölümde ne kadar adam varsa hepsi orada.ben kapı tarafındaki sıraların üstlerinde bir yerdeyim.yanımda kankalar.öyle "bir yandan geyik bir yandan ders " tadında geçiyor zaman.ha bu arada ders de fizik.dersin bir anında ben ayağa kalkıyorum.yanımda çağrı oturuyor onu kaldırıp geçiyorum.insanlar başta önemsemiyorlar.neyse işte sonra ellerimle havaya garip semboller çizmeye başlıyorum.bir yandan da ağzımdan anlamsız sözcükler dökülüyor.sesim giderek daha güçlü ve kendinden emin bir şekilde yankılanıyor amfide.insanlar ve hoca dönüp bakıyor,ne yapıyor bu manyak diye.ben umursamıyorum.ellerimi ortadaki sıraların üstlerine doğru uzatıyorum ve son bir anlamsız kelime daha söylüyorum. bir anda mavi alevlerden bir küre peydah oluyor önümde ve havada süzülüyor.onu sadece bir düşüncemle yolluyorum insanların üstüne.
büyük bir patlama.dehşet verici çığlıklar dolduruyor amfiyi.kızlar,erkekler ve belki aradaki meyilliler hep bir ağızdan acıyla haykırıyorlar.kulağıma ninni gibi geliyor bu sesler.hafifçe gülümsüyorum,patlamanın etkisiyle üzerime doğru fırlayan bir sıra,biraz önce söylediğim ve beni koruyan bir tılsım tarafından başka bi tarafa fırlatılırken.sonra yanan bedenler sarıyor dört bir yanımı.tabii ki benim bi kaç adım yakınıma yaklaşamıyorlar.izliyorum acıyla haykıran,ellerini kollarını anlamsızca sallayan,yaşamlarının son bir kaç saniyesini şaşkınlık ve dehşet içinde geçiren bedenleri.benden nefret bile edemeden ölüyorlar.şaşkınlık içinde gidiyorlar öbür yaşamlarına muhtemelen."öbür yaşamlarının" mutlu geçip geçmemesi umrumda değil.
hala hayatta olanlar var.diğer duvara dayalı olan sırada oturanlar hala yaşıyor mesela.onlar benden nefret ediyorlar zira yüzümdeki iğrenç gülümsemeyi gördüler ve yanmış insan etinin mide bulandıran o lanet kokusunu duydular.ellerimi o tarafa uzatıp bir başka efsunun sözlerini haykırıyorum.bu seferki oldukça kısa sürüyor.bağırdımı duyanlar hemen kaçmaya yelteniyor,iğrenç bir şekilde kendilerini kurtarma içgüdüsüyle birbirlerini itiyor,eziyorlar.kapıya ulaşamıyor yine de hiç biri.ellerimden fırlayan onlarca kızıl ok bedenlerini delip geçiyor.vücutlarının çeşitli yerlerine saplanan onlarca büyülü ok çığlıklar atmalarına neden oluyor.kimisi hemen ölmüyor ama büyük ihtimalle kanamadan ölecek onlar da.kafamdan atıyorum hepsini.
sonra arkama dönüyorum.orda dört kişi daha var.bunlar bölümdeki iyi arkadaşlarım.onları katletmek bana daha büyük bir zevk verecek.sırıtışım daha da büyüyor.sağ kolumu birine doğru uzatıyorum.insanların ağzından çıktığında en lanet küfürleri bile geride bırakan bir lisanda bir başka büyüyü fısıldıyorum.yumruğumu sıkıyorum.karşımdakinin göğsü parçalanıyor bir anda.kaburgaları,fışkıran kan eşliğinde tek tek parçalanıyor ve etrafa dağılıyor.tek bir çıt dahi çıkaramadan yere yığılıyor.fısıldamaya devam ediyorum.bir diğerinin bedenini eflatun alevler kaplarken.sonra gözlerimi kaçmaya yeltenen bir diğerine yöneltiyorum.kolları bedeninden sanki bir dev tarafından çekip çıkarılmışçasına ayrılıyor.omuzlarından kan boşalırken tavana doğru artık kahkaha atmaya başlıyorum.son dostumun da basitçe kafasını patlattıktan sonra uzun süre gülüyorum.
dışarıdan ayak sesleri geliyor.koşarak gelen insanlar.amfinin içinde gördükleri hiç hoşlarına gitmeyecek buna eminim.kendimi biraz topluyorum,gülmeyi zor da olsa kesiyorum.gözlerimi kapıya doğru çeviriyorum.sonra kapı açılmaya başlıyor.
bir başka tılsımın sözlerini fısıldamaya başlıyorum...

[deli,satanist,psikopat falan değilim.ayrıca kimseyi öldürmeyi falan düşünmüyorum.yine de garip şekilde bu hikayeyi yazarken eğlendim.şiddet insanı yönlendiren güdülerin başında geliyor.bunca savaş,katliam vs...garip]
Doğan"dodo the bird"Öztürk

2 yorum:

Olcay Bayram dedi ki...

süperdi. coşmuşsun dodocan. süper olmuş iyi ki o sınıfa değilim dedirtti. olcay

Feanor dedi ki...

birdaha içinden boyle bir katliam yapmak gelirse bizim fakulteye de uğra bi zahmet.