Perşembe, Mayıs 18, 2006

vurucu bir başlık atmak lazım lan!

bayağıdır yazmıyorum.şöyle bir baktım da site bu aralar oldukça durgunlaştı.dobakelerimiz hayat mücadelesi içinde.ne bileyim işte biri macaristan' a gidiyor,bir diğeri sevdiceğinden ayrılıyor,bir diğeri büyük ihtimalle parasızlıktan kıvranıyor vb.ben de birşeyler yazayım bari dedim.artık olduğu kadar,ben de sizinle birlikte göreceğim bu spontane yazılan blog un sonunu.

[Müslüm Gürses-İstanbul'a Elveda]

hayatım çok karışıktı şu son bir kaç haftadır."nasıl ki?" derseniz anlatayım.çok çok sevdiğim bir arkadaşım fena halde tırstırıcı bir ameliyat oldu.ameliyatından önceki akşam hayatımda geçirdiğim en berbat gecelerden biriydi.ne kadar uyudum ne yaptım hatırlamıyorum açıkçası.aklımı binbir kötü olasılık kuşatmıştı.enkaz bir haldeydim diyeyim kısaca.
sonra daha da beter birşey oldu.ananemi kaybettim.üzerine ne söylenir bilmiyorum.zaten durumu çok kötüydü.evet artık yaşamının son günlerini geçiriyordu.dedikleri gibi "misafirdi".ama ölümü her ölüm gibi çok ani oldu.bir anda.ablam telefonda konuşuyordu.telefonu kapadı.yüzünde çok iyi bildiğim o anlatılması zor ifade vardı."noldu abla?" dedim."ananem ölmüş" dedi.
bu iki olay,duygusal anlamda çökmüş olduğum bir döneme denk geldi.zaten iç dünyam karmakarışıktı,kafamda birşeyleri çözmeye uğraşıyordum.
daha önce farkettiniz mi bilmiyorum ama ben bu dönemde şunu farkettim:hepimizin duygusal ve fikirsel bariyerleri var.bunlar hayatımızın normal akışı içerisinde oldukça sağlam duvarlar.ancak üstüste gelen darbeler bu bariyerleri darmadağın edebiliyor.bende de tam bu durum vukubulmuştu.
ancak hayat ne olursa olsun durmuyor,zaman ilerliyor ve insan alışıyor.
bende de böyle oldu.güneş tepemde tüm ukalalığıyla ışıldıyor.dışardan mahalledeki veletlerin seslerini duyuyorum.iyi dostlarım var biryerlerde beni hatırlayan bunu biliyorum ve ayaklarımı uzatmış,önümde dolu bir bardak kolam,bir yandan müzik dinliyorum.
hayat...
hayat enteresan.

[Müslüm Gürses-Ayrılık Rüzgarı]

.:bu ne diyeceksiniz biliyorum.siz sormadan ben söyliyeyim.forgotten realms derler bir atraksiyon vardır.masaüstü frp bilenler el kaldırsın.işte bu dnd kuralları kullanılarak hazırlanmış bir frp dünyası.oyunlarında mekan olarak kullanmanız için hazırlanmış koca bir dünya.kendi tanrıları,abidik gubidik yaratıkları,türlü ırklarıyla bambaşka bir olay.benim de en çok sevdiğim role playing alemi.çok dinamik bir dünya.kıtanın hikayesi her daim bir ilerleyiş içinde.sanırım en çok sevdiğim yanı bu.mantıklı veya mantıksız pek çok olay oluyor bu dünyada.peki biz bu olayları nasıl öğreniyoruz derseniz şöyle ki romanlar aracılığıyla veyahut da kural kitaplarıyla oluyor o dediğiniz.yandaki de henüz çıkmamış bir roman.deli gibi bekliyorum kendisini.[deli gibi beklemek].bu heyecanımı siz blogsever bünyelerle paylaşmak istedim.[arada olur öyle]

frp güzel bir olay ya...bu yaz coşacağız mystranın izniyle.


[Rainbow-I Surrender]

biraz da kamu hizmeti yapayım dedim karınca kararınca.çok sevdiğim bir şarkı var onu yükledim hemen paylaş'a ahana da indirin burdan[Kumdan Kaleler-Bu Aşk Burada Biter]

hmmm..bakıyorum da daha anlatacak birşey var mı acaba deyu,aklıma gelmiyor dahası.şimdilik bu kadar o vakit.ha bir de şunu diyeyim:o parantez içindeki zamanzingolar o anda arkada çalan parçalar.öyle yani...

neyse kaçızladım.

[Rainbow-Temple of the King]
Doğan "dodothebird" Öztürk

Hiç yorum yok: