Salı, Nisan 25, 2006

Alaka-ül Words 4 (Dön de google earth)

Bu haftaki yazımı gecikmeli olarak sizlerle paylaştığım için özür ve başarılarınızın devamını dileyerek aslında bu köşeyi hiç de önemsemediğimi söylemeye çalıştığımı zannettirip, asıl önemini vurgulamanın zamanının geldiğini düşünmeden edemiyor ve sürekli ölü insanlar görmekle birlikte çok yalnızım lan!
Hayatı değiştiren yenilikler vardır ya onlar işte. Mesela ben hayatımı bisiklette iki elimi de bırakabildikten öncesi ve sonrası diye iki bölüme ayırıyorum. Gerçi daha önce de denizde sırtüstü durabilmeyi yapmıştım. Belli mi olur belki de öyle birşey yaparım ki bisikleti de unutturur bana. Mesela iki parmağımı ağzımın içine sokup, dilime değdirerek ıslık çalabilirim birgün. Kendimi hep öyle hayal etmişimdir. Ama yaşımız geçti artık. Neyse konuya dönelim; işte hoca da demiş ki "doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne niye inanmıyorsun? Hehe:) Komik değil mi? Ben de ilk gördüğümde çok şaşırmıştım ama insan zamanla alışıyor. Ya da Lütfü Kırdar, ne bileyim ya? Benim ustam da Nejat Uygur ona bakarsan. Ama biz ona "Sensei Nejat" deriz. Şarkısı bile var lan bunun: "Sensei bil sensei, sen sıkı tut çeneyi" deyi gidiyor.
Saygılarımınan...

2 yorum:

Olcay Bayram dedi ki...

yürü be kim tutar seni. kim basinger tutar seni sonra sende onu tutarsın.

olcay "memnun" bayram

Unknown dedi ki...

yeah, aceleye geldiği içün ben de pek tutmadım. Buluşalım harbi, ya da trevor harvey.

Doğa "son derece" Genç