Cuma, Nisan 07, 2006

Yazmadım Yazamadım

Şu anda Edirne'de yurtta kablosuz olarak nete bağlıyım ve arkada Mozart çalıyor. Ön tarafımda yurt bloklarının manzarası ve çok güzel bir hava. Bu hafta gözlemlediğim (gözleme yersin) bir kaç olaydan bahsetmek istiyorum. Öncelikle "Neden öğretmenler ile öğrencilerin tuvaletleri ayrıdır?" sorusuna bir cevap aradım, bulamadım. Bence aynı tuvaletleri kullansalar bir taraf daha saygılı olur, diğer taraf öğrencilere yapılan muamelenin ne kadar kötü olduğunu görür. Bence bu, yöneticilerin halkın içinde yaşamaması, halkın sorunlarını görmemesine neden oluyor. Tamam bırakalım bunları. Bu siteye yakışmayan davranışlar bunlar. Başka bir olaya geçelim. Çalan, Bach. Sesimi duyurma isteği, beni böyle yazmaya itiyor. Lütfen biraz müsade edin. Neden tiyatroya gitmek isteyen öğrencileri alacak kadar büyük bir kültür merkezimiz yok? Ben bir kaç oyunu ayakta izledim. Neden yurda daha iyi bir bağlantı gelmiyor? Gençler, bağlantının en iyi çektiği yerler için neredeyse kavga edecekler. Neden yurdun yemek hanesi temiz değil? Bazen kusacak gibi oluyorum. Artık alıştım aslında yemek yerken boktan bahsedebiliyorum. Bence bu daha kötü. Yani bana örnek olan bu yer beni daha pis biri haline getirirse, bu ülke nasıl düzelecek? Tam anlamıyla pislik içinde yaşıyoruz. Yazılara son düşünerek başlamam o nedenle yazılarımın sonu kötü olur. "Sonunu düşünen, kahraman olamaz." Kurtlar Vadisi. Buda böyle olsun. Söz veriyorum daha güzel yazılarla geleceğim. Son olarak ben bu sitede ki herkesi seviyorum. Ben hayatı seviyorum. :) Bütün insanları seviyorum. Ne kadar bunalım olmaya çalışsamda ben aşırı olumlu bir insanım :) Zıçmak

olcay "kandemir konduk" bayram

Hiç yorum yok: